Uğultu Gazetesi Nedir?

2008 senesine yeni girmiştik daha… Muğla Anadolu Öğretmen Lisesindeydik… 10 Fen B olarak bir yayın çıkarmak istedik ve ilk sayımızı o öğretim döneminin son günü olan 25 Ocak’a yetiştirdik. Okul, o zaman yaklaşık 300 öğrenciyi barındırıyordu. “Uğultu” adını verdiğimiz sınıf gazetemiz kısa sürede herkes tarafından bilindi, sevildi ve okundu. "Sınıf gazetesi" olarak başlayan Uğultu Gazetesi, ikinci sayısını çıkardığında artık "kul gazetesi" olmuştu.

Uğultu Gazetesi kurucu kadrosu, yani 2007-2008 Eğitim Öğretim Yılı’nın 10 FenB’si, liseden mezun olana kadar belli bir periyoda uymadan 11 sayı çıkardı. Bu sayılarda yazarlarımız okul idaresinin düşünceyi özgürce açıklayabilme ilkesine gösterdiği saygıyla birlikte gördükleri her şeyi değerlendirdiler, eleştirilmesi gerekenleri eleştirdiler. Okul kantininden bire bir fiş vermeden satış yapılmasından tutun da yemekhane listelerine, yurt koşullarına kadar her şey yazarlarımızın kalemlerine yansıdı.

Uğultu Gazetesi’nin 2010 senesinde, 16 Mart Öğretmen Okullarının Kuruluş Yıldönümünde 11. ve son sayısı yayımlandı. Son sayıdan bir ay sonra kurucu kadro ve dönem arkadaşları üniversiteye giriş sınavının birinci ayağı olan YGS’ye girdiler. YGS’den sonra bir hafta daha okulda yazılı sınavlar için bir arada olan bu grup daha sonra sınavın ikinci ayağı olan LYS için okul hayatlarına devamsızlık günleri ve rapor ile ara verdiler. Uğultu Gazetesi de zaten bitmişti.
***
2010 senesinin ağustos sonu, eylül başında artık birçoğumuz kazandığımız üniversitelere kayıtlarımızı yaptırmıştık. Eylül ortaları, ekim başlarında da yeni şehirlerimizde, yeni okullarımızda, yeni bir çevreyle öğrenim hayatımızın yeni bir safhasına geçmiştik.

Algıda seçicilikle bazılarımız cümle aralarında “Uğultu” sözcüğünü duyunca hemen mesajla diğerlerimize haber veriyordu. Böyle küçük ayrıntılar ve yeni bir hayatta tanıdık bir şeye ihtiyaç duymamız nedeniyle Uğultu Gazetesi, Öğretmen Okullarının Kuruluş Yıldönümünde kapattığı perdelerini Öğretmenler Günü’nde, 24 Kasım 2010’da “11+1” sayısıyla tekrar açtı.

İlk 11 sayının bizim için en önemli özelliği belki de basılı olmasıydı. Son sayımız olduğunu sandığımız 11. sayımız, “kâğıda basılan son sayımız” olarak tarihe geçti. Üniversiteli olarak çıkardığımız sayıları bir internet blogunda yayımlamaya başladık ve bu şekilde yayın hayatımıza devam ediyoruz.

Geldiğimiz noktayı toplamda 50 sayı olana kadar “11+…” şeklinde gösterdiğimiz Uğultu Gazetesi’nde artık 90. sayımıza ulaştık. Uğultu Gazetesi bugün (bir yazar hariç) sadece bir grup Muğla Anadolu Öğretmen Lisesi mezunu tarafından hazırlanıyor.

Emek veren arkadaşlarımız ülkemizin iç mimar ve çevre tasarımcısı/yazar’ı, doktor/yazar’ı, avukat/yazar’ı, mimar/yazar’ı, mühendis/yazar’ı… olacaklar, oluyorlar. Aramızda hâlâ üniversitede öğrenimlerini sürdürenler olduğu gibi meslek yaşamına başlayanlar da var.

Bu oyunda sahnemizin önünde yer aldıkları için tüm okurlarımıza teşekkür ederiz.
•••
Uğultu Gazetesi’ne, adında “gazete” sözcüğü geçmesine rağmen bir gazete ya da dergi demek doğru olmayabilir. Aslında Uğultu Gazetesi, kendini ifade ederken yazmayı veya yazmayı da tercih etmiş bir grup lise arkadaşının bağları koparmamak amacını taşıyarak yaşamı üreterek sürdürme ve anı kazanma eğilimleri neticesinde kendilerini içinde buldukları bir biriktirme sürecidir. Bunun için ortam olarak Genel Ağ(internet) kullanılmıştır ve bir ağ günlüğü(blog) ortak erişim noktası olarak belirlenmiştir... Uğultu Gazetesi’nin sesi yok, tadı yok, kokusu yok; görülebilir ama 24 Kasım 2010 itibariyle dokunulamaz. Dokunulamaması belki önemli bir eksiğidir; ancak bu zamandan sonra hissedilebilir olma özelliğinin kendini daha çok fark ettirdiği söylenebilir.

Uğultu Gazetesi, üretilebildikçe, yine kendi istediği zamanda yayımlanmaya devam edecek. Hedefimiz 100. sayıya ulaşmak; çoğu bitti, azı kaldı.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder